…Ben ne yapıyorum? Amacım ne?? Hayatta önemli olan sey ne??? Kimim???? Kendim için mi yasıyorum yoksa rol mü yapıyorum????? Mutluluk maddi olanla mı mümkün yoksa Tanrıdan baskası yalan mı?????? Bu soruları sordum da sordum… Yıllarca sordum… Soruyorum… Soracagım da… eeeeeeeh!
Sanırım bu manyaklıgı herkes yapıyor. Hayır, sanmıyorum. Eminim. Sorun su ki, son iki senedir bunu çok daha sık yapıyorum ve bu çok sinir bozucu olmaya basladı. Bazen deliriyor muyum ne bok oluyorsa artık : “Tanrım! Yasamaya çalısıyoruz iste!”
Simdiden sulanmıs beynim sürekli, ama sürekli, aynı salak cümleleri tekrarlayıp duruyor: “Hayat ne kadar da garip… Insanlar ne kadar bencil… Ben bi’ geri zekâlıyım!” Bazen, bu dünyada benden daha korkak ve salak baska bi’ canlı olmadıgını düsündüren beynim, bol sulu beynim, hayatta önemli olanın ne oldugunu “simdilik” buldu: Aşk
Aman ne büyük buluş!
Insan yasadıgınca mutluluk ister. Yanlışsam söyle! Küçük-büyük, önemli-önemsiz, alakalı-alakasız, maddi-manevi her boktan mutlu olabiliyoruz. Hayır yanlışsam söyle ya! Ben de böyleyim çünkü ben de en nihayetinde g.tü boklu bi’ insanogluyum. Hatta ben daha da beterim; çogunun mutlu olmadıgı hallerde mutlu olurum, tatsız durumlardan mutluluk çıkarttırırım, yetmez, mutsuzkene bilem baskasının mutluluguna salça olurum. Kısaca, g.tün tekiyim!
Son iki seneye kadar…
Öncesi?
Okul bitti. Seviyordum ve asla zamanında mezun olamazdım. Ama bitti. Izmir cennetinden Konya çölüne gitmek zorunda kaldım. Iki sene anaokulu iki sene de üniversiteli olma çabasını sayalım, toplamda 21 senelik ugrastan sonra cennet ülkemin iki buçuk milyoncuk issiz bos beles güruhuna dahil oldum. Bos-beles yasam tarzı… bırakılacak gibi degil… uyusturucu… neyse… Bi’ sene de, adını anmak istemedigim o memurluk sınavı denen saçmalık için harcadım. Evden yedigim fırçalar… Uşak’ta geçirdigim, geçmek bilmez zamanlar… muhattab olmak zorunda kaldıgım münasebetsizler… bi’ türlü ölmek bilmeyen babaannem… bitmez…
Tamam, kabul, 7/24 mutsuzluk degildi. Güldüm, bazı bazı eglendim, zevk aldım bazı… Tek farkla; mutluluk çok kısaydı, hep kısaydı. Daha da garibi: “Mutsuzlugun sebebi ne?” Neydi arkadas! Evet neydi!? Delirecem ya!
Son iki senedir sordugum sorunun cevabı=hayatta önemli olanın ne oldugu=Aşk
................farketmez...bilmiyorum...boşver!